TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNDE EŞİN RIZASI

 

 

tahliye taahhüdüne eş rızası, Kayseri avukat, Kayseri kira avukatı, Tahliye taahhütnamesi, Eşin rızası, Aile konutu, Kira sözleşmesi, Kayseri'de tahliye taahhütnamesi için avukat, Eşin rızası olmadan imzalanmış tahliye taahhütnamesi, Aile konutuna ilişkin davalar Kayseri, Kayseri'de kira avukatı ücretleri, Tahliye davası Kayseri, Kayseri en iyi kira avukatı, Kayseri'de ücretsiz hukuki yardım,Kocasinan Kayseri kira avukatı, Melikgazi Kayseri avukat, Talas Kayseri hukuk bürosu, Hacılar Kayseri avukatlık danışmanlık, İncesu Kayseri kira sözleşmesi avukatı,Kiracı hakları Kayseri, Ev sahibi hakları Kayseri, Yabancılar için Kayseri avukat, Kayseri'de şirket avukatı,Kayseri'de tahliye taahhütnamesinde eşin rızası aranır mı?, Aile konutu şerhi nedir Kayseri?, Kayseri'de kira sözleşmesi feshi nasıl yapılır?, Tahliye davası açmadan önce yapılması gerekenler Kayseri, Kayseri'de en iyi kira avukatı nasıl bulunur?,Kayseri avukat tavsiye, Kayseri'de güvenilir avukat,kayseri hukuk bürosuTahliye taahhütnamesi, kiracı ve kiraya veren arasında yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşmede kiracı, belirli bir tarihte kiralananı tahliye etmeyi taahhüt eder. Taahhütnamenin geçerliliği için bazı şartlar vardır. Bu şartlardan biri de kiracı eşin rızasıdır.

Kira sözleşmesi eşlerden biri ile yapılmış ve tahliye taahhütnamesinde de yalnızca bu eşin imzası bulunuyorsa diğer eş tahliye taahhütnamesine onay vermediği itirazında bulunarak bu taahhütnameyi geçersiz kılabilir.

Türk Medeni Kanunu 194/1. Md:Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları. sınırlayamaz.” hükmü gereğince eşlerden biri diğerinin açık rızası yok ise tahliye taahhütnamesi imzalayamaz. Böyle bir tahliye taahhütnamesi imzalamışsa diğer eşin rızası olmadığını açıkça kiralayana bildirmesi durumunda tahliye taahhütnamesi geçersiz hale gelecektir.

Tahliye Taahhütnamesinde Eşin Rızası Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

1. Tahliye taahhütnamesinde eşin rızası neden gereklidir?

Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine göre, aile konutu ile ilgili işlemlerde eşlerin rızası gereklidir. Bu nedenle, kira sözleşmesi aile konutu için yapılmışsa ve kiracı eş tahliye taahhütnamesi imzalamışsa, diğer eşin de bu taahhütnameye açık rızası olması gerekir. Aksi takdirde, tahliye taahhütnamesi geçersizdir.

2. Eşin rızası olmadan imzalanmış tahliye taahhütnamesi ne olur?

Eşin rızası olmadan imzalanmış tahliye taahhütnamesi geçersizdir. Bu durumda, kiralayanın tahliye davası açması halinde, kiracı eş, eşinin rızası olmadığını savunarak takibin iptalini isteyebilir.

3. Eşin rızası nasıl verilir?

Eşin rızası, tahliye taahhütnamesinde açıkça belirtilmelidir. Rıza beyanı, taahhütnamede “eşimin rızası ile” şeklinde bir ibare ile gösterilebilir. Ayrıca, eşin rızası, ayrı bir belgede de verilebilir.

4. Eşin rızası sonradan geri alınabilir mi?

Evet, eşin rızası sonradan geri alınabilir. Eş, rızasını geri aldığını kiralayana yazılı olarak bildirmelidir. Rızanın geri alınması halinde, tahliye taahhütnamesi geçersiz hale gelir.

5. Aile konutu nedir?

Aile konutu, eşlerin ve varsa çocuklarının birlikte yaşadıkları konuttur. Aile konutu, tapuda aile konutu şerhi konulmuş olsun veya olmasın, eşlerin birlikte yaşadıkları her konut olabilir.

6. Eşin aile konutu olduğunu nasıl ispatlayabilir?

Eş, aile konutu olduğunu, ikametgah belgesi, nüfus kayıt örneği, elektrik, su, doğalgaz gibi abonelik faturaları gibi belgelerle ispatlayabilir.

7. Aile konutuna ilişkin davalar hangi mahkemede görülür?

Aile konutuna ilişkin davalar, aile mahkemelerinde görülür.

8. Tahliye taahhütnamesi ile ilgili yasal düzenlemeler nelerdir?

Tahliye taahhütnamesi ile ilgili yasal düzenlemeler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 349. maddesinde yer almaktadır.

9. Tahliye taahhütnamesi ile ilgili hukuki yardım almak için ne yapmalıyım?

Tahliye taahhütnamesi ile ilgili hukuki yardım almak için kayseri kira avukatlarına danışabilirsiniz.

 Tahliye Taahhütnamesinde Eşin Rızasının Aranıp Aranmayacağına Dair Yüksek Mahkeme Kararları

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1054 E. 2022/1010 K. sayılı karar “2004 Sayılı İİK’nun 272. maddesinde ”Mukavelename ile kiralanan bir taşınmazın müddeti bittikten bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliyesi istenebilir. Bunun üzerine icra memuru bir tahliye emri tebliği suretiyle taşınmazın on beş gün içinde tahliye ve teslimini emreder. Tahliye emrinde: Kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve yerleşim yerleri ve mukavele tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla çıkarılacağı yazılır” düzenlemesi yer almaktadır.

Yine İİK’nun 274. maddesinde ”İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçeyle veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur. 63, 64 ve 65. maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir” düzenlemesi bulunmaktadır.

İİK’nun 275. maddesinde ise “İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res’en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır. Mahkemede açılan davada icra takibi sırasında inkar olunan imzanın kendisine ait olduğu anlaşılan kiracı veya kiralayan yüzbin liradan beşyüzbin liraya kadar para cezasına mahkum edilir ” düzenlemesi bulunmaktadır.

Son olarak İcra İflas Kanunu’nun 63.maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup, itirazın kaldırılması istemi ile açılan eldeki davaya cevabı ile itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez.

Taraflar arasında 01/01/2019 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine davacı kiraya veren 30/09/2021 tanzim, 10/10/2021 tahliye tarihli taahhütnameye dayanarak 12/10/2021 tarihinde icra takibi başlatmış, tahliye emri davalı kiracıya tebliğ edilmiş, davalı vekili icra müdürlüğüne süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde tahliye taahhüdünde yazılı tarihe ve imzaya itiraz etmeksizin boş olarak verilen taahhütnamenin sonradan gerçeğe aykırı olarak doldurulduğuna yaklaşık iki sene önce yeni şartlarda sözleşmenin yenilendiğini, taşınmazın aile konutu olduğunu, taahhütnamede eşinin imzasının bulunmadığını belirterek itirazda bulunmuştur.

Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı icra takibindeki itiraz dilekçesinde tahliye taahhüdü altındaki imzaya ve tarihe açıkça itiraz etmediğinden takipte dayanılan taahhüt tarafları bağlar. İİK.nun 275. maddesi gereğince kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge sunamamıştır.

Davalı vekili her ne kadar; takibe konu tahliye taahhüdünü müvekkilinin eşinin bilgisi ve rızası dışında imzaladığını ve aile konutu olduğuna dair açtıkları davanın bekletici mesele yapılmadığını ileri sürmüş ise de, dava dışı eşin Aile Mahkemesine aile konutu şerhi verilmesi için başvurusunun icra takip tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. T.M.K.nın 194. maddesinde, konutun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği düzenlenmiştir. Bu durumda dava konusu kiralananın aile konutu olması halinde dahi dava dışı eş takip tarihine kadar kiralayana bir bildirimde bulunmadığından (dava dışı eşin bildirimi takip tarihinden sonra) kira sözleşmesinin tarafı haline gelmez. İcra takibinde haklılık durumunun takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece açılan davanın bekletici mesele yapılmaması da yerindedir. ( Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02/05/2018 tarih 2017/4794 esas 2018/11923 karar)” 

Yukarıdaki kararda takip tarihinden evvel eş tarafından kiralayana bildirimde bulunulmamışsa sonradan bildirimde bulunulamayacağına hükmedilmiştir. Bu nedenle tahliye taahhüdüne rıza vermeyen eşin derhal kiralayana bu konuda ihtar çekmesi önemlidir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/12-652 E. 2005/583 K. sayılı kararında “Şikayetçi kadının kocasından taşınmazı ve tahliyeye ilişkin taahhütleri alan Erkan G., Üsküdar 3.İcra Müdürlüğünün 2003/4236 esas sayılı dosyasında 15.05.2003 tarihinde dava dışı borçlu Sinan E. aleyhine “27.04.2003 tarihinde tahliye edileceği yönündeki taahhüdüne dayanarak” haciz ve tahliye istemli takibe girişmiş; icra müdürlüğünce borçluya Örn.56 tahliye emri gönderilmiştir.

Tahliye emri kendisine 21.05.2003 tarihinde tebliğ edilen borçlu tarafından itiraz edilmemekle takip kesinleşmiş ve takip alacaklısı 26.06.2003 tarihinde tahliyeye karar verilmesini istemiştir.

Tahliye istemine konu taşınmazda oturan ve takipten haberdar olan şikayetçi eş eldeki şikayet isteminde bulunmuş; icranın ertelenmesi ve takibin iptalini istemiştir.

Şikayetçi, takip borçlusu eşinin kendisini mağdur etmek için bu yola başvurduğunu, takip alacaklısı ile takip borçlusu eşi arasında gerçek bir satışın bulunmadığını, ileri sürmektedir.

Tahliye istemine konu taşınmaz açıklandığı üzere takip alacaklısı tarafından takip borçlusundan satın alınmış ve tarafların sözlü anlaşmaları ile içinde oturulmakta iken iki ayrı tahliye taahhüdüne konu edilmiştir. Bu tahliye taahhütlerine dayanılarak alacaklı tarafından girişilen takibe borçlu tarafından itiraz edilmemekle takip kesinleşmiştir.

Takip kesinleşmekle takibin tarafları arasındaki ilişkinin hukuksal niteliği ve kesinleşen takibin sonuçları uyuşmazlık konusu olmakta çıkmıştır.

Dolayısıyla şikayet konusu olayda takip kesinleşmekle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 276/son maddesinin uygulanma olanağı bulunmaktadır.

Burada alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki üzerinde değil; şikayetçinin onlar karşısındaki konumu üzerinde durmak gereği ortaya çıkmaktadır.

Kural olarak; eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturduğundan -boşanma gerçekleşse bile- İİK.nun 276/son madde hükmü gereğince 3.kişi konumunda değildir.

Ancak, kural bu olmasına karşın tahliyeye konu konutun “aile konutu” olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen bu yerde çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiği ileri sürüldüğüne göre şikayetçinin bu iddiası üzerinde durulmak gerekir.

Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Aile konutu” başlıklı 194/1 maddesinde;

“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” hükmü yer almakta;

Aynı Kanunun 194/3 maddesinde ise;

“Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.” Denilmektedir.

Bu hükümler göstermektedir ki, aile konutu özel bir konuma ve öneme sahip kılınmış ve üzerindeki tasarruf yetkisi yasa ile sınırlandırılmıştır. Takibe ve tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi halinde bu yasal gereklerin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması gerekecektir.

Öyleyse, mahkemece öncelikle bu iddia üzerinde durulmalı ve takip ve tahliyeye konu taşınmazın kaydı üzerinde şikayetçi eşin talebi üzerine “aile konutu” olduğuna ilişkin şerh verilip verilmediği, şikayetçinin bu yerin “aile konutu” olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının ve aile mahkemesince yapılmış bir belirlemenin bulunup bulunmadığı, araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve olanağı verilmeli ve sonuca göre bir karar verilmelidir.” şeklinde karar vererek tahliye taahhütnamesine rıza göstermeyen eşe aile mahkemesinden aile konutuna ilişkin tespit yaptırabilmesi için olanak verilmesi, buna göre takibin iptali sağlanması gerektiğine hükmetmiştir. 

Bu blog yazısında

    • Tahliye taahhütnamesinde eşin rızası gerekli mi?”
    • “Eşin rızası olmadan imzalanmış tahliye taahhütnamesi ne olur?”
    • “Eşin rızası nasıl verilir?”
    • “Aile konutu nedir?”
    • “Eşin aile konutu olduğunu nasıl ispatlayabilir?”
    • “Aile konutuna ilişkin davalar hangi mahkemede görülür?” sorularına cevap bulabilirsiniz. Bu bilgiler sadece genel bilgi amaçlıdır ve yasal tavsiye olarak yorumlanmamalıdır. Herhangi bir yasal işlem yapmadan önce bir avukata danışmanız tavsiye edilir.
Önceki yazı
ZİYNET ALACAĞI DAVASI
Sonraki yazı
ÇEKTE CİRO