Boşanma davalarında tarafların kusur durumu, mahkemelerin vereceği kararların temel taşlarından biridir. Özellikle son yıllarda artan yargı kararları, eşlerin davranışlarının evlilik birliğini nasıl etkilediği konusunu daha da önemli hale getirmiştir. Bu noktada, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03.03.2025 tarihli, 2025/2233 sayılı kararı, “evi terk etme” eyleminin her durumda boşanma sebebi veya kusur olarak değerlendirilemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Yargıtay Kararının Özeti
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 03.03.2025 tarihli kararında, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylar arasında yer alan “erkeğin evi terk etmesi” davranışının, tek başına boşanma sebebi sayılamayacağını vurgulamıştır. Kararda, kadının bu fiil üzerine açtığı özel bir “terk” davası (TMK m.164) bulunmadığı, bu nedenle erkeğe tek başına terk eylemi nedeniyle kusur atfedilemeyeceği ifade edilmiştir.
Bu karar, boşanma davasında kusur belirlemesinin sadece olayın yüzeyine değil, hukuki dayanaklarına ve ispat şartlarına da bağlı olduğunu açıkça göstermektedir.
Türk Medeni Kanunu’nda “Terk” ve “Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması”
TMK Madde 164 – Terk Sebebiyle Boşanma
Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, eşlerden birinin diğerini terk etmesi durumunda hangi şartlarda boşanma davası açılabileceğini düzenler. Maddeye göre:
“Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak hayatı terk eder ve bu terk en az altı ay sürer, ayrıca hâlâ devam ederse; hâkim, terk edilen eşin istemi üzerine boşanmaya karar verebilir.”
Bu maddede dikkat çeken unsurlar:
-
Terk eyleminin evlilik yükümlülüklerine aykırı bir şekilde yapılması,
-
Bu eylemin en az 6 ay sürmesi,
-
Terk edilen eşin ihtar yoluna başvurmuş olması gerekliliğidir.
TMK Madde 166 – Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması
-
madde ise, boşanma hukukunda en yaygın şekilde başvurulan genel boşanma sebebini düzenler:
“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
Yargıtay kararında, 166. maddeye dayanılarak açılan boşanma davasında, “evi terk etme” fiilinin tek başına bu sarsılmayı ispatlayacak güçte olmadığı ifade edilmiştir.
Yargıtay Kararı Ne Diyor?
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, somut olayda erkeğin sabah evden ayrılarak annesinin evine gitmesini ve geri dönmemesini, kadının herhangi bir terke dayalı dava açmaması ve 6 aylık süre geçmemesi gibi unsurlar nedeniyle kusur olarak değerlendirmemiştir.
Ayrıca, evliliğin temelinden sarsıldığını gösteren başka davranışlar da bulunmadığından, ne erkeğin ne de kadının boşanma talebinin hukuken geçerli görülmemesi gerektiğine hükmedilmiştir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur.