Kişisel İlişki Nedir?
Kişisel ilişki, velayeti almayan ebeveynin çocuğuyla düzenli görüşmesini sağlayan hukuki bir düzenlemedir. Türk Medeni Kanunu’nun 323 ve 324. maddelerinde düzenlenen bu hak, çocuğun bedensel, duygusal ve sosyal gelişimini desteklemek amacıyla tanınmıştır. Bu ilişki, çocuk ve ebeveyn arasındaki bağları korumayı hedefler ve çocuğun psikolojik gelişimini olumlu yönde etkiler.
Mahkemeler, kişisel ilişki düzenlerken çocuğun yaşını, ihtiyaçlarını ve psikolojik durumunu dikkate alır. Örneğin, küçük yaşta olan çocuklar için daha kısa süreli ve gözetim altında görüşmeler düzenlenirken, daha büyük yaştaki çocuklar için yatılı ve daha uzun süreli görüşmeler kararlaştırılabilir. Ancak çocuğun güvenliği ve gelişimi risk altındaysa, mahkeme bu hakkı sınırlandırabilir veya tamamen kaldırabilir.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Çocuğun üstün yararı ilkesi, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimini ön planda tutan bir hukuk ilkesidir. Bu ilke, her türlü hukuki işlem ve kararda çocuğun menfaatlerinin öncelikli olarak değerlendirilmesini gerektirir.
Mahkemeler, velayet veya kişisel ilişki davalarında bu ilkeyi esas alarak, çocuğun hangi ebeveynle daha iyi koşullarda yaşayacağını titizlikle değerlendirir. Çocuğun sosyal çevresi, eğitim ihtiyaçları ve duygusal bağları göz önüne alınır. Ayrıca, çocuğun görüşleri ve tercihleri, yaşına ve olgunluk düzeyine bağlı olarak dikkate alınır ve çocuğun tercih ettiği ortamın güvenli ve uygun olması sağlanır.
Çocukla Kişisel İlişki Nasıl Kurulur?
Kişisel ilişki kurmak isteyen ebeveyn, aile mahkemesine başvurarak bu hakkın tesis edilmesini talep edebilir. Mahkeme başvuruyu değerlendirirken çocuğun üstün yararı çerçevesinde hareket eder ve görüşmelerin sıklığı, süresi ve şekli hakkında karar verir. Mahkeme kararlarında açıkça belirtilen görüşme zamanları ve koşulları, ebeveynlerin anlaşmazlık yaşamasını önlemeyi hedefler.
Eğer ebeveyn çocuğa zarar verme ihtimali taşıyorsa veya çocuğun psikolojik sağlığını tehlikeye atacak davranışlarda bulunuyorsa, mahkeme görüşmeleri gözetim altında yapılacak şekilde düzenleyebilir veya bu hakkı tamamen kaldırabilir.
Boşanma Davası ve Velayet
Boşanma davası, eşlerin evlilik birliğini sona erdirmek için açtığı hukuki bir süreçtir. Mahkeme, boşanma kararı verirken velayet, nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi hususları da karara bağlar. Velayet davalarında, çocuğun üstün yararını temel alarak hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bakacağı incelenir.
Velayet kararlarında, ebeveynlerin ekonomik durumu, çocuğa sundukları yaşam koşulları ve çocuğun görüşleri değerlendirilir. Çocuğun yaşının ilerlemesi ve ihtiyaçlarının değişmesi durumunda velayet ve kişisel ilişki kararları yeniden değerlendirilebilir ve değiştirilebilir.
Üçüncü Kişilerle Kişisel İlişki Kurulması
Türk Medeni Kanunu, çocukların yalnızca ebeveynleriyle değil, aynı zamanda yakın akrabalarıyla (örneğin büyükanne, büyükbaba, kardeş gibi) de kişisel ilişki kurmasını mümkün kılar. Mahkeme, çocuğun bu kişilerle görüşmesinin çocuğun gelişimi için yararlı olacağına kanaat getirirse kişisel ilişki tesis edebilir. Bu düzenlemeler, çocuğun geniş aile bağlarını korumasına ve destekleyici bir sosyal çevrede büyümesine yardımcı olur.
Çocukların Dinlenmesi ve Görüşlerinin Alınması
Mahkemeler, çocukların görüşlerini alırken onların psikolojik sağlığını ve yaşını dikkate alarak hareket eder. Genellikle 8 yaş ve üstü çocukların görüşleri alınır ve bu görüşler uzmanlar eşliğinde, çocuğun kendini güvende hissedebileceği bir ortamda dinlenir. Çocukların tercihleri, mahkeme kararlarında önemli bir rol oynar ancak tek başına belirleyici değildir; uzman görüşleri ve diğer delillerle birlikte değerlendirilir.
Yargıtay Kararları ve Uygulamalar
Yargıtay, çocuklarla kişisel ilişki konusunda verdiği kararlarda önemli prensipler belirlemiştir. Örneğin, şiddet uygulayan ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurması yasaklanabilir veya gözetim altında yapılmasına hükmedilebilir. Yargıtay ayrıca, çocuğun büyükanne, büyükbaba gibi yakınlarıyla ilişki kurmasının yararını vurgular ve gerekli koşullar oluştuğunda bu kişilere de kişisel ilişki hakkı tanınabileceğine hükmeder.
Delillerin Önemi ve Kullanımı
Kişisel ilişki davalarında mahkeme kararlarının doğru verilmesinde deliller kritik önem taşır. Tanık beyanları, uzman raporları, sosyal inceleme raporları ve çocuğun ifadeleri delil olarak kabul edilir. Bu deliller, mahkemenin çocuğun üstün yararını gözeten bir karar vermesini sağlar. Ebeveynlerin sunduğu belgeler ve çocuğun psikolojik durumunu gösteren uzman raporları, karar alma süreçlerini önemli ölçüde etkiler.